Uyurken Düşüyor Gibi Olmanın Sebebi Nedir?

Hepimiz zaman zaman uykularımızda çeşitli rüyalar görürüz. Bu rüyaların bazılarının sebepleri ya da anlamları bulunurken bazılarının ise hiçbir zaman bulunmayabilir. Peki, uyurken düşüyor gibi olmanın sebebi nedir? Bu sorunun cevabını makalenin devamını okuyarak bulabilirsiniz.

Rüyalar Neden Önemlidir?

Rüyalar, uykunun REM evresinde gerçekleşen işitsel ve görsel algıya dayanan iletişimdir. Çoğu zaman bizlere birkaç mesaj verdiği düşünülür fakat her zaman böyle olmayabilir. Uyku esnasında birtakım absürt rüyalar görmek mümkündür. Bunun sebebi ise vücudumuzun birçok fonksiyonunun devre dışı kalmasıdır. Fakat beynimiz hala çalışmaya devam eder. Rüyalar da bilinçaltımızın ürünleridir aslında. Gerçek hayatta ne görürsek, neler yaşarsak sağlıklı bir beynin işlemeye devam ettiği anlamına gelir.

Neden Uyurken Düşüyor Gibi Hissederiz?

Gördüğümüz en garip rüyalardan biri de uyurken düşüyor gibi hissetmektir. Bunun sebebi uzman bilim insanları Sigmund Freud ve Carl Jung’a göre Hipnik seğirmedir. Bu ise beynimizin uyku esnasında çevreyle olan bağını kesmek isterken ortaya bir çatışma çıkması ve bunun sonucunda sıçrama olayının gerçekleşmesidir. Farklı bilim insanları ise durumun evrimsel süreçte meydana geldiğini, atalarımızla aynı genetik kodu taşıdığımızdan kaynaklandığını savunur. Maymunların ağaç üzerinde uyuduğu zamanlar herhangi bir tehlike sonucunda olduğu yerden sıçraması bize de aktarılmış olabilir.

Rüyalar ve Bilinçaltı

Birçok bilim insanı uyku konusuna bilinçaltı kavramıyla yaklaşıyor. Bunu düşünmekte de oldukça haklılar. Örneğin, gün içinde sıkça düşündüğümüz bir kişiyi rüyamızda görmemiz çok büyük olasılıktır. Bu rüyanın herhangi bir anlama gelmediği, yalnızca bilinçaltı ürünü olduğu açıktır. Fakat daha önce düşünülmeyen, karşılaşılmayan bir kişinin rüyada görülmesi, insanlara ”acaba rüyalar bilinçaltı ürünü değil mi?” sorusunu yöneltir.

Halbuki rüyalar yalnızca görselliğin ürünü değil aynı zamanda işitsel duygular bütünüdür de. Çok ilginç bulduğunuz bir müziği gerçek anlamda görmenize gerek kalmadan da rüyada deneyimleyebilirsiniz. İşte bu durum her zaman somut olanları değil soyut şeyleri de rüyada göreceğimiz anlamına gelir. Ayrıca bilinçaltımızda depolanan bilgiler az çok kişiliğimiz ve davranış şekillerimiz hakkında bilgi verir.

Rüyaların Beynimize Etkisi Nedir?

Birçok kişi rüyaların beyinle alakalı olamadığını düşünür ve bilenler ise tam olarak mantığını kavrayamaz. Rüyaların beyinle ilişkisini gösteren birden fazla araştırma vardır. Beynimizi vücudumuzu yöneten bir bilgisayar gibi düşünürsek doğduğumuz andan itibaren adeta yazılım programıymışçasına bizi yönlendirebilir.

En baştan sona kadar olan amacı bizi kötücül faaliyetlerden korumak, uykuda bile olsa vücudumuzu diri tutmak ve hayatta kalmamızı sağlamaktır. Bu sayede korktuğumuz rüyalar dahil birçok rüyayı görmemizi sebep olur fakat bunların bize yararları çok fazladır. Beyni geliştirmeye yardımcı olan rüyalar sayesinde daha analitik ve kararlı biri haline gelebilir, sorunları kolay şekilde çözümleyebiliriz. Böylelikle her zamankinden daha kararlı, sistematik ve doğrucu kararlar veririz.

Rüyalar Hakkında Bilinmeyenler

Hemen hemen her gün gördüğümüz bu rüyalar hakkında birçok bilinmeyen vardır ve gün geçtikçe bunlar hakkında daha fazla bilgi sahibi oluruz. Aslında bunun nedeni bilinmeyene karşı duyduğumuz ilgidir.

İnsan psikolojisiyle birebir bağlantılı olan rüyalar hakkında şunları bilmiyor olabilirsiniz:

• Düşler gizli duyguları ifade eder. Kendinize bile söylemediğiniz gerçekleri rüyada görebilirsiniz.
• Düşünceler ve anılar rüyalarda yeniden düzenlenerek kullanılabilir hale gelir.
• Rüyadaki imgelerin günlük hayatta neleri ifade ettiğini kesin bir dille yorumlanamaz çünkü kişiseldir.
• Rüyalar çoğunlukla semboliktir ve üçgen, kare, dikdörtgen gibi simgeleri oluşturur.
• En çok tecrübe edilen duygu endişe ve kaygıdır.
• Yapılan araştırmalar, hayvanların da insanlar kadar sık rüya gördüğünü kanıtlamıştır.

Bütün bu bilgiler sayesinde günümüzde rüya hakkında bildiklerimiz giderek artmaya başlasa da birçoğu hala gizemini korumaya devam etmektedir. Rüyalar hakkında yaptığımız araştırmaların devamı geldiğinde birçok bilinmeyen ortadan kalkacaktır.

Çok Bilinen Bazı Rüyaların Anlamları

Hepimizin neredeyse her gün benzer rüyalar görürüz. Fakat bu rüyaların anlamlarına, ilişkilendirildiği şeylere pek dikkat etmeyiz. Yukarıda da belirtildiği üzere rüyalar kişiseldir elbette fakat bunların anlamları da aklınızın bir köşesinde dursun.

İşte çok bilinen bazı rüyaların anlamları:

• Rüyada kan görmek: Gerçek yaşamda kavga etmeyen bir kişi için anlam olumlu ve hayırlıdır. Kişinin hayatında bazı değişiklikler olması anlamına gelir.
• Rüyada asker görmek: Kişinin kötülüklerden uzak bir hayat süreceği, bolluk ve kazanç içinde yaşayacağı anlamındadır.
• Rüyada araba sürmek: Rüyayı gören kişinin çalışkan ve başarılı olduğuna ve ileride de terfi alacağına işarettir.

Bu rüyayı gören kişiler anlamlarını pek bilmese ve gerçek olma ihtimalini hesaba katmasalar da okumanız yeterlidir. İnanıp inanmamak elbette kişinin kendi tercihidir.

Rüyalarınızın İçeriği Neden Önemlidir?

Rüya psikolojisine göre görülen rüyalar tamamen kişinin maruz kaldığı çevre ve deneyimleriyle ilgili olduğundan rüyaların içerikleri son derece önemlidir. Psikologlar rüyalarda görülen renklerin gerçek anlamlar olabileceğine, örneğin mavi rengin çalışkanlığı ve başarıyı temsil edeceğine inanmaktadır.

Aslında bu düşünceyi barındırmak konusunda haksız değillerdir. Çünkü kişinin rüyayı gördüğü zamandaki ruh hali ile rüyasında barındırdığı ruh hali neredeyse aynıdır. Dokunma veya tat alma rüyalarda çok az deneyimlenirken, görme ve işitme duyguları fazlasıyla kullanılır.

Daha İyi Rüya Görmek İçin Ne Yapılmalı?

Odanızın içini gün ışığıyla doldurmak, yatmadan önce duş alıp rahat bir yerde uyumak, meditasyon ve yoga yapmak hatta papatya çayı ya da yasemin gibi rahatlatacak bir çay içmek son derece önemlidir. Bu sayede daha iyi bir rüya görmenin ilk adımı olan ruhu dinginleştirmeyi gerçekleştirebilirsiniz.

Ayrıca gün içinde stresi azaltacak önlemler alarak kendinizi daha iyi hissetmek mümkün. Uzun saatler çalışmadan kendinize zaman ayırıp sevdiğiniz bir kitabı okuyabilir, müzik dinleyebilir ya da spor yapabilirsiniz.