İstanbul Sözleşmesi Neden Kaldırıldı? Sözleşme Neleri Kapsıyordu?
Kadına şiddetin arttığı son dönemlerde İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması da bir başka gelişme olarak görüldü. Resmi Gazete’de yayınlanan karara göre Türkiye İstanbul Sözleşmesi’ni fesh etti. Peki, sözleşme neleri kapsıyor ve İstanbul sözleşmesi neden kaldırıldı?
İçindekiler
- 1 İstanbul Sözleşmesi Nedir?
- 2 İstanbul Sözleşmesi Maddeleri Nelerdir?
- 3 İstanbul Sözleşmesini Kim İmzaladı?
- 4 İstanbul Sözleşmesi Neden Kaldırılırdı?
- 5 Ücretsiz Adli Yardım İmkanı
- 6 Sözleşmede Şiddetin Tanımı Ne?
- 7 Aile İçi Mahremiyeti Bozar Mı?
- 8 Eşcinsellik Yaygınlaşır Mı?
- 9 İstanbul Sözleşmesi Kadına Şiddeti Engeller Mi?
İstanbul Sözleşmesi Nedir?
İstanbul Sözleşmesi ilk olarak 11 Mayıs 2011 yılında imzaya açıldı. Sadece bizim ülkemiz değil 1 Ağustos 2014 yılı itibariyle 11 Avrupa ülkesi tarafından da imzalandı. Sözleşme “Kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair Avrupa konseyi sözleşmesi” olarak geçiyor. Sözleşmenin genel amacı ise kadına yönelik şiddetin azaltılması ve ortadan kaldırılmasıdır. Özellikle gençler ve erkekler başta olmak üzere toplumun tüm bireylerini şiddetten uzaklaştırmak ve şiddetin kötü bir şey olduğunu teşvik etmek amacıyla hazırlanmıştır.
Sözleşmede öne çıkan başlıklar ise;
- Kadına şiddet konusunun müfredata dahil edilmesi
- Özel sektör ve medyanın teşvik edilmesi
- Tazminat
- Zorla evlendirilmenin feshi
- Israrlı takibin cezalandırılması
- Zorla evlendirme ve kadın sünnetinin yasağı şeklinde sıralanabilir.
Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere tüm şiddet mağdurları korumak amacıyla hazırlanmıştır.
İstanbul Sözleşmesi Maddeleri Nelerdir?
İstanbul Sözleşmesi’ni anlayabilmek için maddelerini okumak gerekmektedir. Maddeler genel olarak şiddetin yok edilmesini amaçlamaktadır. Maddelerini genel olarak farklı başlıklar altında anlamak gerekir. Sözleşmede farklı tanımlar da bulunmaktadır.
Bunlar;
- Kadına yönelik şiddet: İnsan hakları ihlali ve kadınlara yönelik ayrımcılığın biçimi olarak anlaşılabilir.
- Aile içi şiddet: Aile içerisinde ya da aynı evde yaşayan kişilerin fiziksel, cinsel ya da psikolojik eyleme maruz kalmasıdır.
- Toplumsal cinsiyet: Kadın ve erkek için toplum tarafından uygun görünen davranışlar anlamına gelir.
- Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet: Kadına sırf kadın olduğu için şiddet uygulanmasıdır.
- Mağdur: Belirtilen davranışlara maruz kalan kişi.
- Kadın: 18 yaş altı kız çocuklarını da kapsar.
Sözleşme temel hakları, eşitlik ve ayrım gözetmeme ilkelerini de kapsar. Sözleşme her türlü ayrımcılığı önler. Sözleşme ayrıca devlet yükümlülükler ve gereken özeni gösterme sorumluluğu da yükler. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir politika geliştirilmesini sağlar. Ayrıca farkındalığı arttırma, eğitimin arttırılması ve önleyici müdahalelerin yapılmasını sağlar. 15. maddeye göre profesyonel kadroların eğitilmesi gerekmektedir. Tüm bunları da özel sektör ve medyanın katılımı ile gerçekleştirir.
Maddeler ile alakalı bilinmesi gereken bazı tartışmaları maddeler de bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi madde 2/2’dir. Bu maddeye göre toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konusunda kadın mağdurlarına özel olarak dikkat edilmelidir. Diğer madde madde4/3’tür. Bu maddeye göre, mağdurların haklarını korumaya yönelik tedbirler alınırken cinsiyet, ırk, dil, din ya da siyasi gibi hiçbir statü dikkate alınmaz yani ayrımcılık yapılmaz. En son olarak da madde 14/1 maddesi dikkate alınır. Bu maddeye göre toplumsal cinsiyet rolleri dikkate alınmadan, karşılıklı saygı çerçevesinde, şiddete başvurmadan çözüme kavuşmak amaçlanır.
İstanbul Sözleşmesini Kim İmzaladı?
İstanbul Sözleşmesi 11 Mayıs 2011 yılında, İstanbul’da Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısında imzaya açıldı. O dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Türkiye adına sözleşmeye ilk imzayı atan kişidir. Türkiye dışında başka ülkelerde imzaladı.
Bu ülkeler;
- Ermenistan
- Bulgaristan
- Çek Cumhuriyeti
- Macaristan
- Letonya
- Lihtenştayn
- Litvanya
- Moldova
- Slovakya
- Ukrayna
- Birleşik Krallık şeklindedir.
Ancak 26 Şubat 2020 tarihinde Slovakya, 5 Mayıs 2020 tarihinde de Macaristan sözleşmeden geri çekilmiştir.
İstanbul Sözleşmesi Neden Kaldırılırdı?
İstanbul Sözleşmesi özellikle tartışmalı maddeler ışığında kaldırıldı. Çok fazla tartışmaya yol açsa da Cumhurbaşkanı tarafından fesh edildiği açıklandı. Sözleşmenin kaldırılmasını isteyenlerin savunduğu tez, “cinsel yönelim” ve “toplumsal cinsiyet kimliği” kavramları altındadır. Türkiye’nin gelenek göreneklerini, aile kavramını olumsuz etkileyen kavramlar sözleşmenin içinde yer almaktadır. Sözleşme yüzünden toplumsal desteğin kaybedeceği ve LGBT’nin gelecek kuşaklara aktarılacağı belirtilmiştir.
Ücretsiz Adli Yardım İmkanı
Tartışmaların odağındaki sözleşme şiddet mağduru kişilere ücretsiz adli yardım imkanı da sunuyor. Zorla gerçekleştirilen evliliklerin geçersiz sayıldığı için kadın ve çocuklara bu kapsamda mağdur olmamaları adına barınak sağlanabiliyor. Ayrıca taciz amaçlı takibe başvuran kişilerin de cezalandırılması isteniyor.
Sözleşmede Şiddetin Tanımı Ne?
Sözleşmeye göre şiddetin tanımı her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ya da ekonomik şiddeti içeriyor. Özellikle aile içi şiddeti ele alan sözleşme mağdurların aynı ev içinde olmasına da dikkat etmiyor. Daha önceki eşler ya da hiç birlikte yaşamamış kişiler arasındaki tüm eylemler şiddet olarak sayılabiliyor.
Aile İçi Mahremiyeti Bozar Mı?
İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmesinin arkasında farklı zararları olduğu düşünülüyor. Bu zararlardan biri en ufak tartışmada bile baba, eş ya da abini polise şikayet edilmesi ve evden atılmasıdır. Bu da fiziksel şiddet olmasa bile en ufak her şeyin probleme yol açmasına neden olur. Kısaca mahremiyetin bozulmasına neden olur, evin erkeğini her zaman kötü gösterir. Sözleşmenin iptal edilmesini isteyenler bazı maddelerin Türk aile yapısını bozduğunu düşünüyor.
Eşcinsellik Yaygınlaşır Mı?
Sözleşmenin imzalanmasıyla beraber en çok tartışılan konu eşçinselliğin yaygınlaşıp yaygınlaşmayacağı olmuştur. Ülkemizde bir kesim LGBT’yi savunurken daha muhafazakar kesim kesinlikle gelecek nesillere aktarılmaması taraftarıdır. Ancak sözleşme LGBT kavramını korumakta, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunmaktadır. Sözleşmenin iptalini isteyen kişiler ise eşcinsel evliliklerin artacağını savunmaktadır. Bu da Femi-faşist zihniyete zemin hazırlamaktadır. Yine Türk aile yapısına uymayan bir düşünce olduğu için sözleşme iptal edilmiştir.
İstanbul Sözleşmesi Kadına Şiddeti Engeller Mi?
İstanbul Sözleşmesi’nde geçen şiddet ve diğer kavramlar kadına ve çocuğa şiddetin yasal düzenlemeler ile önlenmesini savunuyor. Bu duruma yönelik olarak alınan kararların da şiddete yönelen kişilerin düzelmesini amaçlıyor. Çünkü sözleşme öncesinde şiddete başvuran kişilere fazla caydırıcı cezalar verilmiyor. Sözleşme ile bu cezaların arttırılması planlanıyordu.