Devrim Arabaları Hakkında
Otomotiv sektörü devletlerin ekonomideki varlıklarını sürdürebilmeleri ve dünya üzerinde söz sahibi olabilmeleri için mutlaka ilk sıralarda yerini almak zorundadır. Bu sektör prestij meselesi olmakla birlikte binlerce insana istihdam sağlamasıyla da çok önemlidir. Büyük bir özveri, titizlik ve dikkatle üretilen bir otomobilde dış hatlarının göze hoş görünerek sağlam olması, motor ve yürüyen aksamındaki parçaların sağlamlığı, içinin konforu ve ergonomisi, yedek parça sıkıntısının olmaması gibi birçok faktör bu aracın pazarlanmasında büyük bir rol oynamaktadır. Ülkemizde 1960’lı yıllarda bu sektörün önemi anlaşılarak tamamı yerli üretim olacak şekilde bir otomobil yapılması gündeme gelir. Bu çalışmaya ayrılan ödenek hazırlanır. 23 kişiden oluşan teknik bir heyet, sene 1961’de Eskişehir’de bulunan demiryolu fabrikasında çalışmalara başlar. Üretilecek olan otomobilin adı bile hazırdır “ Devrim”. Başarılı olunursa bu çalışmaların sonunda seri imalatına başlanacak olan devrim arabaları ülkemiz için gerçekten bir devrim niteliği taşıyacaktır.
İçindekiler
Teknolojik Olarak Otomobil Üretimi ve Sonuçları
Değişim olarak teknolojik yoğunluğun yaşandığı otomotiv sektörü, lider sektörlerden olup diğer birçok alandaki gelişmelere de katkı sağlamaktadır. Binlerce parçadan oluşan otomobilin, motor, yakıt sistemi, süspansiyon sistemi, fren sistemi, elektronik sistem, lastikler, süspansiyon, aydınlatma sistemi, soğutma sistemi, ateşleme sistemi gibi birbirini tamamlayıcı birçok parçası vardır ve bu parçaların bir araya getirilmesi kolay olmamaktadır. Azami derecede tecrübe, bilgi ve birikim gerektiren bir ekip çalışması sonucu ortaya çıkan sonuç ülkenin geleceğini olumlu yönden etkileyecektir.
Seri üretime geçildikten sonra pazarlanan otomobillerin kime satıldığından çok, üretimi gerçekleştiren ülke ile adının anılması dünya üzerindeki marka savaşlarında söz sahibi olunabileceğini göstermektedir. Böylece ekonomik olarak gelişen bir millet aynı zamanda sahip oldukları araç markası ile de gurur duyarlar.
İlk Yerli Otomobil
Kısıtlı imkânlarla bir otomobil yapmak hem de tamamı yerli olmak suretiyle neredeyse imkânsız gibidir o yıllarda Türkiye’de. Gecesini gündüzüne katarak çalışan 23 yüksek mühendisin tam 129 gün sonra ortaya çıkardığı otomobil, ülkenin gündemine bir bomba gibi düşer. Tüm ülke nefesini tutarak bu otomobilin tanıtımını beklemektedir. Jant kapakları ve kaputundaki armaları bile elde üretilen, ikaz lambalarında bulunan hararet, yağ ve benzin şeklindeki uyarı yazıları bile Türkçe olarak tasarlanan bu otomobili görmek için devletin en üst yetkilileri Ankara’da toplanırlar. Adının son anda devrim olarak konulduğu bu otomobil eğer başarılı olursa seri üretimine geçilecek ve ekonomik olarak bir ferahlama sağlanacaktır. Otomobil Ankara’ya trende getirilecektir. Lokomotiften çıkan kıvılcımlar sonucunda bir patlamaya meydan verilmemesi için benzin deposu 1-2 litre haricinde boşaltılır. Trenin varmasıyla acil bir şekilde TBMM’ne doğru yola konulan konvoyda otomobile benzin almak kimsenin aklına gelmez. Dönemin Cumhurbaşkanı otomobilin direksiyonuna geçerek test sürüşü yapmak ister fakat yaklaşık 200 metre sonra motor durur.
Basının Devrim Arabaları Hakkında Olumsuz Yargısı
Yurtdışında eğitim görmüş ve kendini çok iyi yetiştirmiş olan bu 23 mühendisin ülkenin sanayi alanında gelişmesine katkıda bulunması için vermiş olduğu tüm mücadele bir anda sona ermiştir. O devrin basını ise, tüm bu çalışmaları ve gayretleri görmezden gelerek olumsuz anlamda birçok başlık atarak insanları yanlış bilgilendirmeleri sonucunda otomobil hakkında negatif düşünenlerin sayısı giderek artmıştır.
Öyle ki basın bu olaya olumlu anlamda yaklaşarak, bu otomobilin seri üretime göre uyarlanarak yapılmadığını, bir prototip olarak yapıldığını, eksikliklerin olabileceğini ve bu eksikliklerin giderilmek suretiyle modelin kendini daha da geliştirebileceğinden bahsetseydi tam tersi bir durumla karşı karşıya kalınabilirdi. Bu olayla birlikte daha o günlerde basının ne derecede kuvvetli bir etkisinin olduğu anlaşılmaktadır.
Devrim Arabalarının Günümüzdeki Uyarlaması
Otomobil özlemi duyan ülkemizin yaklaşık 60 yıldır gerçekleştiremediği üretim faaliyetini, Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) adlı oluşum yeniden başlatmak için kollarını sıvamış bulunmaktadır. SUV ve Konsept Sedan şeklinde günümüzün gelişen teknolojisi kullanılmak suretiyle doğuştan elektrikli tasarlanan bu modeller hem sessiz sürüş keyfi hem de daha az maliyetli olarak üretimi planlanmaktadır. Yaygın şarj istasyonları sayesinde 30 dakika gibi kısa bir sürede pili %80 oranında doldurulabilecek. 300+ ve 500+ km gidebilen pil seçenekleri kullanıcılara sunulacak. Tamamının yerli olacak şekilde alt yapısı oluşturulan Türkiye’nin otomobilinin, 1960’lı yıllarda meydana gelen devrim arabaları kaderini paylaşmaması için azami derecede gayret ve titizlik gösterilmekte olup 2022 yılında seri üretiminin yapılarak yollara çıkması planlanmaktadır.