Okyanus Mikropları İklim Değişikliğini Dengeleyebilir Mi?

İlerleyen iklim problemleri ve küresel ısınma dünyayı tehdit etmektedir. Bu konuda birçok araştırma yapılmakta ve farklı çalışmalar ortaya konmaktadır. Yeni keşifler “Okyanus mikropları iklim değişikliğini dengeleyebilir mi?” konusuna cevap vermiş ve çalışmalar bu yönde ilerlemektedir.

Mikroorganizmaların İklim Değişikliğine Etkisi Nelerdir?

Mikroorganizmalar iklim değişikliğini etkiler. Deniz fitoplanktonları, küresel bitki biokütlesinin yalnızca ~%1’ini oluşturmasına rağmen, küresel fotosentetik CO2 dönüşümünün yarısını ve oksijen üretiminin yarısını gerçekleştirir.

Karasal bitkilerle karşılaştırıldığında, deniz fitoplanktonları daha geniş bir yüzey alanına dağılmıştır, daha az mevsimsel değişime maruz kalır ve ağaçlardan belirgin şekilde daha hızlı devir hızına sahiptirler. Bu nedenle fitoplankton, iklim değişikliklerine küresel ölçekte hızla yanıt verir.

Bu özellikler, fitoplanktonun karbon tüketimine katkılarını değerlendirilirken ve bu üretimin bozulmalara tepki olarak nasıl değişebileceğini tahmin ederken önemlidir. Bu tür mikroorganizmalara bilim adamları “metan yiyen mikroplar” adını veriyor. Bu mikroorganizmalar deniz tabanında yaşıyor ve yüksek miktarda sera gazını emerek dünyanın sıcaklığının artmasını engelliyor.

Bu keşfin ardından bilim adamları okyanus mikroplarının bunu nasıl yaptığını incelemeye başlamıştır. Eğer mikroorganizmaların çalışma prensibi çözülebilirse, bu küresel ısınmanın önüne geçmek için yapılan çalışmalarda araştırmacılara büyük kapılar açabilir.

Okyanus Mikropları Nasıl Çalışıyor?

Yeni yapılan çalışmalarla, okyanusta bulunan mikroorganizmaların, okyanus tabanlarında “metan lavaboları” olarak hareket ederek iklim değişikliğini azaltma sürecinde önemli bir rol oynayabileceğini bulundu.

Metan, atmosferdeki ısıyı tutmada karbondioksitten %80 daha etkili bir sera gazıdır. İlginç bir şekilde, genellikle hem ölü bitkileri hem de hayvanları ve bunların dışkılarını içeren organik maddeleri parçalamanın bir sonucu olarak deniz tabanındaki mikroplar büyük miktarlarda metan üretir. Bununla birlikte, aynı mikroplar aynı zamanda metan yutucu görevi görerek gazın atmosfere kaçmasını ve nihayetinde Dünya’nın ısınmasını engeller.

Okyanus Mikroplarının İklim Değişikliğine Etkisi Nasıl Keşfedildi?

Uluslararası dergilerde yayınlanan yeni çalışmalar, mikropların metan tutma yetenekleri bilim tarafından zaten biliniyorken, su altındaki kayalarda bulunan mikropların metan tüketmede daha etkili olduğu keşfedildi.

Kireçtaşı ve dolomit gibi deniz altı karbonat kayalarındaki mikroplar, metanı kayalar ve mineraller gibi tortullarda bulunan mikroplardan 50 kat daha hızlı emiyor. Bilim adamlarının keşfi ile, okyanus mikroplarının sera gazlarının azaltılmasında kullanılması fikri gelişti ve bu konuda çalışmalar devam ediyor.

Okyanus Mikropları Neden Daha Fazla Metan Gazı Yutuyor?

Bilim adamları yapılan araştırmalarda, okyanus altında özel yapıda karbonat kayalarını keşfetti. Bu kayalar sadece diğer karbonat kayalarından daha gözenekli değiller, aynı zamanda su altı ağaç gruplarına benzeyen 50 inçten daha uzun baca benzeri bir yapıya sahipler.

Araştırmacılar, okyanuslarda yaygın olarak bulunan bu su altı kayalarının benzersiz yapılarının, gazı deniz tabanında yaşayan muadillerinden daha hızlı tüketen kayalarda yaşayan mikroplar üzerinde rol oynayabileceğine inanıyor.

Yurtdışında yapılan çalışmalarda bir profesör bu yapıların çalışma prensibini “Bu karbonat kayalarındaki mikroplar, okyanustan ayrılmadan önce hepsini tüketen bir metan biyo-filtresi gibi davranıyor” diyerek açıklamıştır.

Okyanus Mikropları Üzerine Çalışmaların Geçmişi Nereye Dayanıyor?

Yapılan çalışmalarla günümüzde gündeme gelse de, deniz canlılarının sera gazlarıyla mücadele etme ve doğaya dayalı iklim çözümleri olarak hareket etme potansiyelleriyle ilk kez tanınmıyor.

Yapılan güncel çalışmalar, diatomların veya tek hücreli alglerin her yıl 10-20 milyar ton karbondioksiti emdiğini ortaya koydu. Bu, kümülatif olarak tüm dünyadaki yağmur ormanları tarafından yıllık olarak yakalanan karbon miktarına neredeyse eşittir. Bu oran bize iklim değişikliği ile mücadelede deniz canlılarının önemini birkez daha gösteriyor.

Deniz Canlılarının Sera gazları ile Mücadele de Önemi Nedir?

Birleşmiş Milletler raporuna göre, deniz otu çayırlarının da oldukça verimli karbon yutakları olarak hareket ettiğini, dünyanın okyanus karbonunun yaklaşık %18’ini depolarken, Dünya’nın okyanus tabanının sadece %0.01’ini kapladığını buldu.

Deniz otu üzerine bu yılın başlarında yayınlanan bir başka araştırma da, çayırların doğal elekler gibi davrandığını ve plastiği doğal deniz otu lifi demetleri halinde topladığını buldu. Bu canlıların çoğalması küresel ısınmayla mücadelede oldukça önemlidir.

Okyanus Mikropları ile İlgili Çalışmalar Ne Yönde İlerliyor?

Okyanus mikropları için birçok farklı üniversitede uluslararası çalışmalar devam etmektedir. Şu anda araştırmacılar kayalarda bulunan mikropların karmaşıklığını ve “bu mikropların metabolik hızlarını nasıl sürdürdüklerini” anlamaya çalışıyorlar. Amaçları, küresel ısınmayı azaltmak için somut bir çözüm olarak, gezegenin farklı bölgelerindeki gazı emmek için su altında bulunan doğal metan lavabolarını yapay olarak yeniden oluşturmaktır.

Eğer bilim adamları, birbiriyle bağlantılı bu faktörlerin nasıl bir araya geldiğini netleştirebilirse, anaerobik metan yiyen bu mikropları metan sızıntısı olan çöplükler gibi diğer durumlara nasıl kullanabileceğini çözmüş olacaklardır.

Yapılan çalışmalar aşağıdaki gibidir;

• Sera gazlarını emen mikroorganizmaların keşfi
• Gaz emme kapasitelerinin belirlenmesi
• Mikroorganizmaların yaşama ve çoğalma ortamlarının sağlanması
• Mikroorganizmaların gaz yutma proseslerinin incelenmesi

Yapılan bu çalışmalar ışığında elde edilen bilgiler kullanılarak küresel ısınma ile mücadelede yeni yöntemler geliştirilmesi için çalışmalar sürdürülmektedir. Bilim adamları tarafından uluslararası kaynaklara her geçen gün yeni çalışmalar eklenmeye devam ediyor.

Denizi ve Deniz Canlılarını Korumanın Önemi Nedir?

Birçok deniz canlısı denize atılan plastik atıklar sebebiyle ölmekte ve yok olmaktadır. Dünyamız için oldukça büyük önem arz eden bu canlılar maalesef ki yine insan eliyle yok edilmektedir.

Günümüzde çevre bilinci artmış olsa da hala her yıl denizden binlerce atık çöp çıkarılmaktadır. Geleceğimiz için denizi ve deniz canlılarının popülasyonunu korumak oldukça önemlidir. Binlerce plastik ve evsel atık bu canlıların yaşam ortamlarını yok ediyor ve gelecek için tehlike oluşturmaya devam ediyor.

Her geçen gün artan sıcaklık mevsim değişikliklerine sebep olmakta ve hayatımızı zorlaştırmaktadır. Gelecekte çocuklarımıza temiz bir deniz ve yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyorsak, şimdiden temiz bir çevre için çalışmalıdır. Böylece deniz ve evren bizim bozduklarımızı düzeltmek için çalışacak ve kendini yenileyecektir.