Netflix’in Yeni Türk Dizisi Bir Başkadır

Son zamanlarda birçok eleştirmenin konu aldığı bu dizi, yönetmenlerin ve senaristlerin farklı açılardan değerlendirdiği, netflix’in yeni Türk dizisi bir başkadır epey gündem haline geldi ve adından sıkça söz ettirmeyi başardı. Bu dizideki en sevilen şey birden farklı Türk toplumunun sosyoekonomik, kültürel, dini ve buna benzer konularda anlatım sergilemesi, doğallığını uzun soluklu sessiz sahnelerde bile sürdürmesiydi. Elbette eksik bulunan yerleri vardı fakat genel olarak sosyal medya aleminde adından sıkça söz ettirerek kategoride ilk sıralarda yerini aldığını söyleyebiliriz. Bu başarısının sarf edilen emekler sonucu kazanıldığını konuşmalıyız.

Bir Başkadır’ın Konusu

Sosyo-ekonomik geçmişlerden gelen ve İstanbul’un renkli ve canlı hayatında şaşırtıcı tesadüflerle yolları kesişen birden fazla insanın hayat hikayesini ele alıyor. Çekimleri İstanbul’da gerçekleştirilen bu dizinin bu kadar sevilmesini sağlayan en önemli etken doğallığı kaybetmeyip sohbetlerin insanı kendine çekmesi. Birden fazla dinine bağlı olan ve olmayan, insanların kendisini gördüğünden daha farklı bir karakterde olan ama bunu dışarı yansıtmakta çekinen, inandığı şeyler bakımından insanları kişiselleştirmiş, geçmişte yaşadıklarından ötürü travma bozukluğu yaşayan karakter var. Bütün bunlar haricinde dizinin introsunda ve bitişinde nostalji havası sezinlemek mümkün.

Oyuncuları Kimler?

Dizinin kadrosunda elbette çok beğenilen ve sevilen Öykü Karayel, Fatih Artman ve Funda Eryiğit gibi ünlü oyuncuların yer aldığı dizide Alican Yücesoy, Tülin Özen, Defne Kayalar, Bige Önal, Settar Tanrıöğen, Derya Karadaş gibi oyuncular var. Oyuncuların her biri rollerinde büyük başarı sergiliyor ve bu sayede karakter analizi iyi bir şekilde yapılabiliyor.

Dizide En Sevilen Ne Oldu?

Diziyi bu kadar güzide yapan şey karakterlerin her birinin olayın akışına uygun olarak duygusal ve travmatik bir rol üstlenmesi. Tür olarak dramalar ve toplumsal sorunlar olarak geçen bu dizi toplamda 8 bölümden oluşuyor. Diğer Türk dizileriyle kıyaslandığında oldukça kısa süreli ama etkin bir performans sergilenen dizide kişinin dizi zevkine de bağlı kalındığında sıkılmak pek elverişli değil çünkü kişiye empati kurduran, günümüzün sorunlarını ele alan bir dizi aynı zamanda. Ayrıca şunu da belirtmeliyiz ki bu Berkun Oya’nın yapımcılığını üstlendiği bu dizi bugünlerde Türkiye’de 1. sırada yer almayı başardı. Ayrıca birçoğumuzun ailesini, tanıdıklarını da yansıttığı için bu kadar çok gündem olmayı başardı.

Eleştirmenler Dizi Hakkında Ne Söyledi?

Birçok eleştirmen dizinin konu ve senaryosunun klasik Türk toplumunu fazlasıyla yansıttığını, karakterlerin kişisel özellikleri ve dramatik halleriyle kişinin kendini yerine koyduğunu söyledi. Ayrıca birçok karakterin sorunu çözmekten çok bulunduğu konumdan mutlu olduğunu ve bununla ilgili sorunlarının olmadığı da söylenenler arasında. Birçok farklı oyuncunun dizi hakkında gelen yorumları ise oldukça şaşırtıcı ve bu konuda Öykü Karayel’e övgüler yağdırılmadığını söylersek yalan söylemiş oluruz.

Dizinin Olumsuz Yanları Nelerdir?

Elbette birçok taraftan değerlendirmek gibi bir düşüncemiz söz konusuysa objektif bir yorum olabilmesi için olumsuz yanlarını da değerlendirmeliyiz.

Şunlardan bahsetmek mümkün:

• Dizi birtakım dini değerlerin küçültülmesine yönelik eleştiri aldı. Bize sorarsanız böyle bir durum söz konusu değil.
• Doğu-Batı sentezi şehri olan İstanbul hakkında yapılan yargıların yerinde olmadığını, olayın abartıldığını söyleyenler oldu.
• Dizi süresini kısa bulanlar, olayın kişiyi etkisi altına almadığını söyleyenler, kadınların bu şekilde yansıtılmadığını söyleyenler oldu.

Bu ve buna benzer birçok eleştiri alan dizi hakkında birtakım şeyler söylenmesi gerekirse elbette herkesin zevkine hitap etmesi beklenemez. Arada sevmeyen bir kesim mutlaka olacaktır. Nitekim senaristler ve yapımcılar bu kitleyi de baz alarak dizi-film evrenine bir şeyler katmayı amaçlıyor.

Dizinin Vermek İstediği Mesaj Neydi?

Birçok farklı mesaj vermek isteyen dizinin bize kalırsa en bariz olanı toplumda hangi şartlarda yaşanırsa yaşansın hep beraber birlik olabileceğimizdi. Hepimizin ortak bir yarası var, kimimiz bunları göstermemeyi tercih etsek de. Fakat eninde sonunda bu yaralar görünebilen yerlerden çıkmayı başarıyor ama buna rağmen bize düşen beraber yaralarımızı sarabilmek. Doğu-Batı sentezi olan İstanbul’da birbirinden farklı ekonomik, kültürel ve siyasal bireyler barınabilir.

Saygı ve sevgi çerçevesinde olduğumuz kişileri sürdürebilmek, geliştirebilmek ve en önemlisi aynı duyguları yaşayabilmemize karşılık bunları paylaşmak. Her an her şey istediğimiz gibi gitmese de kavga gürültü olmadan, problemler olmadan bunları halledebilmek. İşte dizi de tam olarak buna parmak basıyor. Zengini, maddi durumu yeterli olmayanı, psikiyatristi, üniversite mezunu olanı ve olmayanı gibi birçok farklı kategoride hayatını sürdürmeyi başarmış insanları konu alıyor. Belki de en önemlisi sessizce bir köşeye oturup bu insanların görmediğimiz, duymamış gibi yaptığımız problemleri hakkında yorumlar yapabilmek, onları anlayabilmek.

Yönetmen ve Senarist Berkun Oya Hakkında

Elbette dizinin başarısından bahsetmişken yönetmeni ve senaristi olan Berkun Oya’dan bahsetmemek olmaz. Kendisinin Yaban, Yangın Duası, Bomba, Güzel Şeyler Bizim Tarafta gibi birçok tiyatrosu var fakat bu dizi dışında yönetmenliğini yaptığı tek dizi var: İyi Seneler Londra. Bu film de epey sevilenler kategorisine girmeyi başarmış 2007 yılında. Azizler, Analar ve Anneler, Deliler, Şapkadan Babam Çıktı gibi birçok dizinin de senaristliğini üstlenmiş ayrıca.

Bize kalırsa dizi-film evreninin belki de en önemli isimlerinden biri Berkun Oya. Elden geldiğince yaratıcısı olduğu bu güzel dizi ve filmlerin hayranı olmak, hayran hayran izlemek gerek. Zira herkesin üstünde sıkça durduğu ama konu olarak çekmekten korktuğu birçok yapımların üstatlarına duyulan saygı sonsuza kadar sürmeyi başaramamıştır bu zamanda. Birçokları kendi dünyalarına çekilip orada kalmayı sürdürebilmiş, zamanın sonsuzluğunda kendini unutturmayı başarmış ve çekip gitmiştir. İşte sırf bu yüzden değeri bilinenler ve bilinmeyenler olarak sarf edilen bunca emeğin takipçisi ve seveni olmalıyız.