Döviz Kurları Nasıl Belirlenir? (Altın, Dolar, Euro)
Döviz kurları son 90 yıldır yenidünya sistemi içerisinde ekonomik piyasanın bir gereği olarak işlemlerin yapıldığı araçların toplamına verilen isimdir. Yapılan iki dünya savaşı sonrasında meydana gelen yeni sistem döviz kurlarına dayalı olan bir ekonomik dünya piyasası oluşturulmasını gerekli kıldı.
Fakat her şeye rağmen döviz kurları nasıl belirlenir sorusunun yanıtını birçok kişi bilmiyor. Bu soruya yanıt bulmak için bugüne değil 150 yıl kadar öncesine gidilmesi gereklidir. Böylece döviz piyasasının ve kurlarını nasıl şekillendiğini veya altın piyasasının neden diğer madenlere göre kurlar arasında daha çok işleme uğradığını bilebiliriz.
İçindekiler
Birinci Dünya Savaşı ve Sterlin
Dünya üzerinde egemen güç olan İngiltere, Birinci dünya savaşı öncesinde kendi para birimi ile dünyanın her yerinde işlemler yapabiliyordu. Bu Piyasa yapısı kapitalist ekonomik anlayışın ve döviz kurları üzerinde işlem yapılması için ilk atılan adım oldu. Fakat istenildiği gibi işler ilerlemedi ve bu sistem birinci dünya savaşı ile son buldu. Çünkü İngiltere artık dünya lideri değildi. Ayrıca İngiltere ekonomik olarak yıpranmış ve altına dayalı olan bir ekonomik sisteme geçilmek istemişti.
Altına Dayalı Ekonomi Piyasası
Eskilerde altına dayalı bir döviz kuru bulunmakta idi. Bunun nedeni ülkelerin para birimlerinin ne derecede önemli olduğu yönünde bilgi edinmekti. Fakat bu yöntemde devletler kendi para birimleri üzerinde istedikleri kadar oynama yapabiliyorlardı. Bu piyasa sistemi ise İngiltere sonrasında meydana çıkan yeni ekonomik boşluğu doldurmak amaçlı olarak Avrupalı ve Amerikalı devletler tarafından ortaya atılmıştı. Yani döviz kurlarının değişim hakkı herhangi bir birimin elinde değil, bizzat devletlerin kendi ellerindeydi.
1929 Buhranı ve Kapital Ekonomi Anlayışı
Yıllar 1929 yılını gösterdiğinde ekonomi kadar gelişmişti ki yatırımlarda önemli derecede artış olmuştu. Dünya ekonomisinde liderliği İngiltere’den devralan Amerika artık süper ekonomik güçtü. Fakat altına dayalı olan döviz kurları ve içe kapanık ekonomik sistemler iş göremez olmuştu. Döviz kurlarının yalnızca devletlerin kendilerine ait olan kararlar ile işlem görmesi sorunlara yol açıyordu. Böylece ikinci dünya savaşı patlak verdi ve sonrasında çeşitli kuruluşlar açılarak şuan ki döviz kuru sistemine geçiş yapıldı.
1947 Merkez Bankasının Kuruluşu ve IMF
Dalgalı kur modeline geçiş yapılması için ilk öncelikle bir yapının oluşturulması gerekliydi. Çünkü artık sterlin yerine dolar kuruna dayalı olan bir ekonomi yaratılacaktı. Bunun için IMF ve Merkez Bankası adı altında yapılar oluşturuldu. Amerika 2. dünya savaşı sonrasına bayrağı eline aldı ve kendi para birimini tüm dünyaya sürdü. Merkez bankası Amerika yanlısı olan ülkelerin tümünde açıldı ve dolara karşılık olarak devletlerin özel para birimlerinde dolara eşdeğer bir devinim yapıldı. Bu sistem aslında bir zamanlar altına dayalı olan sistemin benzeridir. Fakat altın yönetilemiyordu, dolar ise birileri tarafından yönetiliyor.
1991 AB ve Euro Para Birimi
Amerikan dolarının 1947 yılında tüm dünyada tek etkin para irimi olması dolayısı ile tüm para birimleri dolar karşısında bir değere tabi tutuldu. Fakat 1950 yılında halen ortada olmayan AB yani Avrupa Birliği, Avrupa Ekonomik Topluluğu olarak kuruldu. İlk zamanlar sadece kısıtlı ekonomik ilişkileri kaplarken, 1991 yılında Sovyetlerin dağılması ve Avrupa’da sosyalist olan ekonomilerin birden kapitalist alana yanaşması ile Avrupa Birliği kuruldu.
Bu birlik tek bir paranın kullanılmasını öngördü. Bu para birimi Euro olarak bildiğimiz para birimiydi. Böylece Avrupa kıtası Amerika’nın tüm dünya piyasasında kendi ile düzenleyerek sürmüş olduğu dolara karşı bir araç yaratmış oldu. Böylelikle sadece sterlin, altın ve doların olduğu döviz kurları arasına Euro’da eklenmiş oldu.
Dalgalı Ekonomik Sistem Anlayışı
1929 ve 1954 yıllarında atılan adılar ile şuan ki döviz kuru sistemi neredeyse tamamen oluşturulmuştu. Fakat 1991 yılında Euro il beraber tamamen dalgalı bir kur sistemi oluşturulmaya başlandı. Eskiden ayrı ayrı para birimlerine sahip olan çoğu Avrupa devletleri birden aynı şekilde hareket etmeye başladı ve özellikle para biriminin aynı olması, ülkesel bazda etkilerin küresel hale gelmesine neden oldu.
Döviz kurları hafta sonu çalışmayan piyasa nedeni ile hafta içi işlektir. Ayrıca Euro ve dolar gibi kıtasal para birimleri kullanan ülkelerin çok olması da siyasal anlamda atılan adımların tek seçenekli olmasına neden oluyor. İlk zamanlar sadece sorunlu olunan ülkeler ile yapılan siyasal anlaşmazlıklar nedeni ile döviz kurunda oluşan dalgalanmalar diğer ülkeleri de etkilemeye başladı.
Sadece Fransa ile sıkıntı yaşamak, İspanya ile olan ekonomik ilişkileri de etkiler hale geldi. Bunun nedeni döviz kurunda ortak hareket ediyor olmalarıdır. Yani sadece bir ülke ile olan siyasal anlaşmazlık tüm döviz kurlarında değişikliğe neden oluyor. Dalgalı piyasa sayesinde her an döviz kurlarında Merkez bankası eli ile veya diğer küresel ekonomilere sahip olan devletlerin eli ile değişimlerin yapılması mümkündür.
Merkez Bankası Yönetiminde Dünya Piyasası
Merkez Bankası, neredeyse tüm dünya ülkelerinde bulunuyor. Bunun nedeni Euro ve doların ekonomide asıl rol oynayan para birimleri olmasıdır. Yıllık bazda yapılan çeşitli toplantılar ile Merkez Bankası faizlerde değişiklikler yapmaktadır. Faiz oranlarında yapılan artışlarda dolar tüm dünyada düşmeye başlar. Siyasal kararsızlıklar veya Amerika ile karşılıklı anlaşmazlıklar, küresel ekonomi anlayışının ötesinde Amerikan hegemonyasına dayalı etkiyi açıklamaktadır.
Amerikan siyasi yönetiminin verdiği kararlar doğrultusunda dolar piyasası ve döviz kurları değişikliğe uğramaktadır. Bu değişiklikler bazen diğer devletlerin ekonomik olarak yıkılmasına bile neden olabiliyor. Bu sistem şekli bize açıkça şunu gösteriyor, sadece belirli bir ülkenin para birimine dayalı bir ekonomi piyasası, küresel piyasaya uymamaktadır.
Sitenizi takip ediyor ve başarılı buluyoruz.. Tebrikler